1907 ÜNİFEB

Böyle Ayrılık Olmaz

Daha 12-13 yaşlarındaydım, babamla beraber küçüklüğümden beri maçlara gidiyordum ama sahada oynanan şeyin ne olduğunu algılamaya, kendimi bütün benliğimle kaptırmaya yeni yeni başlıyordum. 2003-2004 şampiyonluğu bu yüzden ilk dolu dolu yaşadığım şampiyonluktu. O şampiyonluğun mimarı Pierre Van Hooijdonk’un posterleriyle süslüyordum duvarlarımı 2004’ün yazında. Luciano’nun ise yeri ayrıydı bende, çok seviyordum onu. Takımdaki diğer Brezilyalıları da severdim. O yaz babam onlara yeni birinin katıldığını söyledi bir sabah yazlıkta: Alex de Souza.

Bu ismi ilk duyduğumda 8 sene boyunca dilimden düşürmeyeceğimi, onu hiç göremesem hiç tanıyamasam da öz abimmişcesine sevebileceğimi elbette ki düşünmezdim. Hayatımın ilk 5 senesini hatırlayamayacağımı düşünürsek, hatırlayabildiğim ömrümün yarısı seninle geçti Kaptan. Belki bunları söylemek çok basit olacak ama ben gerçekten karakterimi oturttuğum olgunlaşma yıllarımda hep seninle güldüm, seninle ağladım, seninle haykırdım, seninle duvarları yumrukladım, seninle koltukların üstünde tepindim, seninle tribünde insanları devirdim, seninle sevinçten babama saldırdım ve son 1-2 senedir korkarak beklediğim zaman geldi, seninle geceleri yastığımı ıslatıyorum. Herkesin hayatında çok zor zamanları olmuştur, olur, olacaktır. Herkes gibi benim de çok zor zamanlarım oldu, çok büyük üzüntüler yaşadığım günler oldu. Ama şunu bütün açık yürekliliğimle söyleyebilirim ki 1 Ekim akşamı evinin önünde sen balkondan bizimle konuşurken, bize veda ederken ve en kötüsü ailenle ağlarken yaşadığım acıyı hiç yaşamamıştım. Yutkunmak hiç o geceki kadar zor olmamıştı.

Ayrılıkları ne kadar önceden bilirsen bil, kendini ne kadar hazırlarsan hazırla insanın alışkanlıklarını kaybettiğini anladığı an acı çekmesi önlenemez. Ne yalan söyleyeyim içimden bazen “Alex inşallah bize ihanet eder, bu formaya ihanet eder ve öyle gider; benim de ayrıldığı gün yaşayacağım üzüntü azalır. ” Dediğim de oldu.Ama senin bunu asla yapmayacağını adım gibi biliyordum. Sen her şeyden önce benim için bütün güzel sıfatların en uç noktalarında olan harika bir insansın. Futbolculuğunu tartışmak benim haddime düşmez, izlediğim en büyük futbolcusun ve hep öyle kalacaksın. Fenerbahçe armasının bir parçasısın sen Kaptan. Lefter gibi Can gibi bu camiaya her şeyiyle yakışan gerçek ve ölümsüz bir efsanesin.

O günleri görebilir miyim bilmiyorum ama oğlum bilinçlenip konuşmaya başladığında, bana “Baba benim adım neden Alex, Alex ne demek baba?” diye sorduğunda onu omzuma alıp Yoğurtçu Parkı’na geleceğim. Ona seni göstereceğim, beni hayatımda en çok etkileyen insanı göstereceğim ve seni hayatımda en çok seveceğim insanın isminde, sırtında ve en önemlisi yüreğinde hep yaşatacağım.

Sen benim hiç tanışamadığım, elini sıkamadığım, sarılamadığım, sohbet edemediğim ama yüreğimde kocaman bir yeri olan, aklıma her gelişinde gözlerimi ıslatan abim olacaksın hep. Kaptanım, 10 numaram, efsanem olacaksın. Kalbimin bir odası hep attığın gollerden sonraki çıldırışlarımla dolu olacak. Seni ben bu satırlara daha fazla sığdıramam Kaptan, kendime daha fazla bu işkenceyi yapamam. Hayat hep en güzel anlarıyla çıksın karşına. Benim yolum kapansın ama seninki hiç kapanmasın, hep açık olsun, bizi sakın unutma. Ve şunu da sakın unutma, elbet bir gün yeniden buluşacağız. Zaten bana biraz olsun güç veren tek şey bunu bilmek.

Emir Koçer
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.