Son 10 senedir basketbola yaptığı yatırımların karşılığını sadece lig şampiyonluklarıyla alan Fenerbahçe, daha büyük başarılar elde etmek için Avrupa basketbolunun en çok kupa kaldırmış koçu olan Zeljko Obradovic ile 2 yıllık anlaşma imzaladı. Geçen seneki felaket sezonun ardından yapılan bu hamle, oyuncular ve taraftarlar üzerinde muhteşem bir hava yarattı. Obradovic büyük bir koçun takımı çalıştıracak olması transfer konusunda yönetimin elini rahatlattı. Fenerbahçe oyuncuları değil; oyuncular Fenerbahçe’de oynamak istiyordu. Bogdanovic’in NBA’e gitmeyi 1 sene ertelemesi, son dönemde Sırpların yetiştirdiği en yetenekli oyuncu olan Bjelica’nın transferi, NBA tescilli Kleiza’nın transferinde, Avrupa Gençler Şampiyonası’nın MVP’si Kenan Sipahi’nin transferinde Obradovic adının yarattığı etki yadsınamaz. Pota altı için yapılan Zoric transferi pota altı savunması için çok önemli. Melih Mahmutoğlu, İzzet Türkyılmaz transferleri ile dar olan yerli rotasyonumuz genişledi. Yeni sezonda takımın geçen sene görmeyi beklediğimiz mücadele ve hırsı göstereceklerine inancım tam. Hele ki en ufak bir savunma hatasında bile oyuncusunu haşlayan bir koçun yönetimde mücadele etmemek; gerçekten yürek ister. Obradovic’i efsane yapan şey, kazandırdığı şampiyonluklardan ziyade çalıştırdığı takımdaki her oyuncudan maksimum verim alması ve takım savunmasının oldukça sert olmasıdır. Savunmadaki en ufak bir pozisyon hatasında çıldırması, takımın savunmasına verdiği önemi gösteriyor.
Son Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında Galatasaray gibi güçlü bir takımı 60 sayıda tutabilmek yaklaşık üç haftadır beraber çalışan bir takım için büyük başarıdır. Hücumdaki düzensizlikler oyuncuların yeni sisteme alışmasıyla düzelecektir. Dikkat çekmek istediğim bir nokta ise oyuncuların aşırı özverili ve özgüvenli olması. Bu noktada Kenan Sipahi için ek parantez açmak istiyorum. Genç yaşına rağmen takımı yönlendirmesi ve sorumluluk alması hem takımın için hem de milli takımın geleceği için çok önemli. Kaldı ki oyun kurucu pozisyonunda yaşadığımız sıkıntı gün gibi ortada. Eylül ayındaki Avrupa Şampiyonası’nda tüm dünyaya rezil olduk.
Başarılı bir koç, yetenekli kadromuzdan beklentilerimiz her zamanki gibi yüksek. Geçen sene de büyük beklentilerimiz vardı. Ne bekledik, ne gördük. O yüzden ehemmiyetli olmakta fayda var. Realist olmak gerekirse yeni kurulmuş bir takımın final four oynamasını beklemek hayalciliktir. Bu sene Euroleague’de göreceğimiz çeyrek final bence bizi başarı kılar. Gelecek sene Obradovic’in takım üzerinde kendi düzenin tam anlamıyla kurmasıyla arzulanan başarılar yakalayacağız.
Taraftara değinmeden olmaz. Başarı; sadece takıma bağlı değil, takımla taraftarın bütünleşmesine bağlıdır. Basketbolda seyircinin oyuna etkisi diğer sporlara göre daha fazladır. Takımın aleyhinde çalınan bir düdüğe karşı verilecek tepki, hakem ve rakip takım üzerinde psikolojik baskı oluşturacaktır. Maça gelen insanların basketbol tribünün nasıl yapılacağı biraz araştırma yapması faydalarına olacaktır (Partizan ve Panathinaikos maçlarını izlemelerini tavsiye ederim) Oyuncular üzerlerine düşeni yapar, taraftarın gereken desteği doğru şekilde gösterirse….
Tolga Koçer
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği
