1907 ÜNİFEB

6 YIL ve 2 GÜN

2017 yılının 21 Mayıs gününde Fenerbahçe, Zeljko Obradovic’le üst üste üçüncü Final Four’unda art arda ikinci finalini oynuyordu. Daha önce mutlu sona ulaşamayan takım, çoğunluğu Fenerbahçe taraftarları tarafından doldurulan Sinan Erdem’de kupayı kaldıran taraf olmuştu. 23 Mayıs günü, şampiyonluktan sadece iki gün sonra, ise Türkiye Basketbol Ligi Play-offlarında Tofaş’a karşı oynayacağı maça hazırlanıyordu.

TEMEL

“Kulübümüz, son zamanda yeni bir hisse tececdüt (yenilik) göstererek, bir Amerikalı muallim nezaretinde, memleketimizde ilk defa bizde olarak, basketbol oyununa başladı ve bunda da azaları (üyeleri) arasında epeyce muvaffakiyet (başarı) göstermekle iftihar eder.”

Fenerbahçe Dergisi, 10 Temmuz 1919

Fenerbahçe’de basketbol şubesi 1913 yılında kurulmasına rağmen belli başlı sebeplerden dolayı 1944 yılına kadar aktif olamamıştır. Bu süre boyunca belli aralıklarla şube yeniden faal hale getirilmeye çalışılsa da başarılı olunamadı. Bu denemelerden biri de 1919 yılında yapılmıştır. İşgal kuvvetlerinin önce İstanbul’u ardından kulüp binamızı işgalinden sonra basketbol şubesinin devamı o zaman da sağlanamamış ancak kulüp dergimizde yukarıdaki yazı yayımlanmıştır.

Fenerbahçe basketbol şubesinin zorlu kuruluş sürecinin ardından Avrupa’nın zirvesine giden yolunda üç temel taşını şu şekilde sıralayabiliriz: Ülkerspor’la birleşilmesi, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nun açılması ve Obradovic’in takımın başına getirilmesi.

100. yılına tüm branşlarda şampiyonluk parolasıyla giren Fenerbahçe, erkek basketbol şubesinde şampiyonluk yaşamak için farklı bir formül uyguladı. 2005-06 sezonunda Türkiye Basketbol Ligi’ni şampiyon tamamlayan Ülkerspor’la yapılan anlaşmayla iki kulübün birleşmesine karar verildi. Bu anlaşmaya göre Ülkerspor, sahip olduğu Euroleague’e katılım hakkını Fenerbahçe’ye devredecek ayrıca Ömer Onan, Mirsad Türkcan ve Oğuz Savaş gibi oyuncularını da Fenerbahçe’ye verecekti. Bu sayede Fenerbahçe basketbol kültürünün ilk temeli atılmıştı. Fenerbahçe yoluna Fenerbahçe Ülker olarak devam ve bu isim birlikteliği Ağustos 2017’ye kadar sürecekti.

Yapılan anlaşmaya göre Ülker, Fenerbahçe’ye bir de basketbol salonu inşa edecekti. Yıllarca kendi evinden uzakta başka salonlarda mücadele eden Fenerbahçe için yeni bir kale olacak bu salona sahip olmak çok önemliydi. 25 Ocak 2012’de açılan salon, taraftarla bütünlüğün artmasına sağladığı katkıyla sarı mirasın inşasında ikinci temel taşıydı.

Bir spor kültürünü oluşturmak için iyi tesisleriniz, harika oyuncularınız olabilir ancak kültürü oluşturmanın gerekliliği devamlılığı sağlamaktır. Bu devamlılıksa iyi bir antrenörle yıllarca süren bir iş birliğiyle gerçekleştirilir. Fenerbahçe, basketbol şubesinin 100. yılında iyi bir antrenörle değil en iyi antrenörle çalışmayı tercih etti. Zeljko Obradovic, beş Euroleague şampiyonluğu kazandığı Panathinaikos kariyerinin ardından Fenerbahçe’yle yeni bir maceraya başlamayı tercih etti. 3 Temmuz 2013’te gerçekleştirilen imza töreniyle toplamda sekiz Euroleague şampiyonluğuna sahip olan Obra, Fenerbahçe’nin yeni koçu oldu.

MÜHENDİSLİK

Obradovic’in takımın başına geçmesiyle beraber kadro geleceğe dönük olarak kurulmaya başlandı. 2014 mayısında Maurizio Gherardi’nin genel menajer olarak ekibe katılmasıyla birlikte daha iddialı bir kadro kurulmaya başlandı. Jan Vesely ve Bogdan Bogdanovic gibi gelecek şampiyonluğun kilit taşları da bu yaz takıma katıldılar.  Bu yatırımların ilk meyvesi o sezon alındı. Fenerbahçe, 2014-2015 sezonunda tarihinde ilk kez Euroleague Final Four’una katılma hakkı kazandı. Real Madrid ile oynanan yarı final maçında istenen sonuca ulaşılamadı. Üçünlülük maçında da CSKA’ya kaybedilince ilk deneyim dördüncülükle sona erdi.

2015-2016 sezonuna başlanırken önceki yıldaki deneyimden bazı dersler çıkarıldı. Fenerbahçe, tarihinde ilk kez Final Four’a kaldığında bu takımdaki pek çok oyuncu için de bir ilkti. Takımda daha önce bu tecrübeye sahip tek isim Nikos Zizis’ti. Buna göre takıma daha tecrübeli oyuncular katmak şarttı. Daha önce iki Eurolegue şampiyonluğu bulunan Kostas Sloukas ve tecrübeli oyuncu Pero Antic o sezon takıma katılan oyunculardandı. İyi bir sezonun ardından Berlin’deki dörtlü finale katılma hakkı kazanıldı. Yarı finalde Laboral Kutxa’yı eleyen Fenerbahçe tarihinde ilk kez finale kaldı. CSKA Moskova’ya karşı oynanan finalde son topta alınamayan ribauntla uzatmalara giden karşılaşmada sahadan mağlup ayrılan taraf biz olduk. Karşılaşma hakemlerinin kararları ise geceye damga vurmuştu.

ŞAMPİYON

2016-17 sezonunun başlangıcında Fenerbahçe artık tecrübeli bir takıma sahipti. Oyuncular, Euroleague’de üst üste iki tane dörtlü final ve bir tane de final oynamışlardı. Arzulanan şampiyonluğa henüz ulaşılamamıştı ancak süreklilik yakalanmaya başlanmıştı. Yerel kupalarda ise Fenerbahçe rakiplerine üstünlüğünü kurmuştu. Obradovic’le geride kalan üç sezonda iki Türkiye Şampiyonluğu, bir Türkiye Kupası ve bir tane de Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanılmıştı. 2017 Euroleague Dörtlü Finali’ne İstanbul ev sahipliği yapacaktı. Bu hem takımın hem de taraftarların iştahını kabartıyordu. Koç Zeljko’nun hedefi kupayı 1992’de olduğu gibi yeniden İstanbul’da kazanmaktı.

Normal sezonda Euroleague’i beşinci sırada tamamlayan Fenerbahçemiz, play-off turunda Panathinaikos ile eşleşti. Serinin ilk iki maçı ligin en zorlu deplasmanlarından biri olarak görülen OAKA’da oynanacaktı. Agresif tutumlarıyla rakibi kolayca etki altına alabilen OAKA tribünleri önünde Fenerbahçe, kayıpsız bir şekilde İstanbul’a dönmesini bildi. İstanbul’da oynanan üçüncü maçta Fenerbahçemiz, sarı duvarın desteğiyle rakibini süpürdü.

“Kazansam da kaybetsem de benden nefret edecekler!”

Seride yıldızlaşan ve kafa sallama hareketi de yine bu seride ikonikleşen Bogdan Bogdanovic, o hareketini Socrates Dergi’ye verdiği röportajda şöyle açıklıyor: “PAO serisinden önce Spartacus izliyordum. Bir yandan OAKA’yı düşünüyordum… “Acaba atmosfer nasıl olacak?” diye soruyordum kendime. Isınmaya çıktım. Nefreti hissettim. Haftalardır da Spartacus izlediğim için, insana ister istemez bir gladyatör havası geliyor. OAKA da belki ayaklanmanın, savaşın başladığı yer. “Kazansam da kaybetsem de benden nefret edecekler” dedim içimden. Garip bir duyguydu, tam tarif edemiyorum. Çok motiveydim ve salondaki atmosfer öyle olmasa performansım kesinlikle yüzde 30-40 oranında düşerdi.”

Finalde rakip bir diğer Yunan takımı Olympiakos’tu. Maça Ekpe Udoh ve Jan Vesely’nin mükemmel “alley-oop”uyla başlayan Fenerbahçe, maç boyu üstünlüğünü devam ettirdi. Gecenin sonunda da taraftarının önünde kupayı kazandı. Maç boyunca yirmi beş denemede on üç isabetle yüzde 50’nin üzerinde üçlük atan Fenerbahçe’ye şampiyonluğu getiren faktörlerden birisi de buydu. Önceki yılki finalde yüzde 36 ile atan takımın inanmışlığı bu istatistik farkı ile de görülebilir.

Final Four’da mükemmel iki karşılaşma çıkartan ve “Finallerin En Değerli Oyuncusu” ödülüne layık görülen Ekpe Udoh karşılaşmanın ardından taraftarlarına nasıl hissettiklerini soruyordu: “Geçen sene, CSKA maçını son topta kaybettikten sonra, “Çok üzgünüm” diye bir tweet atmıştım. Bu yıl sözü taraftara bırakıyorum. Nasıl hissediyorsunuz? Biraz daha iyi mi? Öyle olmalı. Ben… Mutluyum.”

HIRS ve GÜVEN

Bu şampiyonluk Obradovic’in kariyerindeki dokuzuncu şampiyonluğu oldu. Zeljko Obradovic’in kazanma hırsı kariyerinin bu kadar görkemli olmasının en büyük nedeni. Kaybetmekten hazzetmeyen, takımı 20 sayı önde olsa bile oyuncularının şımarıklığına tahammül edemeyen Sırp koç için 2016-17 sezonu ise henüz sona ermemişti. Yıllarca beklenen şampiyonluğun hemen iki gün ardından takımını toplayan çalıştırıcı için hedef ligde de mutlu sona ulaşmaktı. Bu, Obradovic’in profesyonelliğini ve kazanma hırsını anlatmak için çok iyi bir örnek.

O sezon ligde de mutlu sona ulaşan Fenerbahçe, Euroleague şampiyonluğunun ardından oynanan play-off serilerinde rakiplerine bir maç dahi kaybetmedi. Final serisinde Beşiktaş deplasmanında iki dakika kala 14 sayı geride olunmasına rağmen kazanılan karşılaşma, o takımın asla pes etmediği ve hiçbir başarıyla yetinmediğinin göstergesiydi. O sezon ligde oynanan play-off serileri gelecek sezonlarda kullanılacak “#neverenough” (asla yetmez) sloganının ise en güzel örneğiydi.

“Senin sayende tüm sezon üst düzey oynayarak finale çıktık. 0/20 bile atsan umurumda değil.”

2016 Euroleague finalinde Fenerbahçe’nin serbest atış yüzdesi çok tartışılmıştı. Takımımız karşılaşmada yüzde 69,2 ile serbest atış atarken rakibin yüzdesi 93,8 idi. Normal süresi 81-81 eşitlikle biten ve bir sayının bile çok önemli olduğu karşılaşmada özellikle Jan Vesely’nin istatistiği göze çarpıyordu. Jan, çizgiye geldiği on toptan sadece birinde isabeti bulabilmişti. Obradovic oyuncusuna şu sözlerle desteğini açıklıyordu: “Jan’ı aradım. Ona şunu dedim: 1/10 atman umurumda değil. Bu takıma çok şeyler veren bir adamsın. Ve senin sayende tüm sezon üst düzey oynayarak finale çıktık. 0/20 bile atsan umurumda değil. En önemli şey bunun tamamen psikolojik bir durum olduğunu anlaman. Yapman gereken şey çizgiye gitmen ve her zamanki gibi atman çünkü şut stilin gayet iyi. Hepsi bu!” Oyuncularına bu şekil güvenen bir koçun öğrencisiyseniz kendinizi geliştirmeniz çok daha kolaydır. Jan Vesely’nin ileriki sezonlardaki serbest atış yüzdesi de bunu kanıtlıyor. O sezon yüzde 45 ile serbest atış atan Jan, gelecek üç sezonda sırasıyla şu yüzdelere ulaşıyordu: yüzde 55, yüzde 70 ve yüzde 79. Bu da Obradovic liderliğindeki Fenerbahçe’nin başarısının nedenlerinden bir diğeri.

Fenerbahçe, Obradovic’le ayrılığın yaşandığı 2020 yılına kadar yerel kupalardaki dominasyonunu sürdürürken Euroleague’de de Final Four alışkanlığını sürdürmeyi başardı. Euroleague’de üst üste beş sezon play-off oynayan ilk ve Türk takımı olan Fenerbahçe, peş peşe üç sezon final oynayan ilk ve tek Türk takımı unvanına da sahip.

MİRAS

Bugün kupayı kazanmamızın 6. yılının 2. günü. Son yıllarda Euroleague’de bu kazanma hırsını ve play-off alışkanlığını unutan Fenerbahçemiz, bize kısa bir aranın ardından sarı mirası bu sezon hatırlattı. Yıllarca Obradovic’le birlikte çalışan Dimitris Itoudis’in baş antrenör olmasının ardından Final Four’un dibinden dönen takımımız istikrar adına ilk adımı attı. Umarım yıllarca süren kültürümüz ve mirasımız koç Itoudis’le birlikte nice şampiyonluklar görür. Yazımı genel menajerimiz Gherardini’nin şu sözleri ile tamamlamak istiyorum: “Şampiyon olmak elbette çok güzel ama beni motive eden, sürekli en tepede olma düşüncesi. Bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz ama eğer istikrarı yakalarsanız, başarı er ya da geç gelir.”  

Fethi AYDIN – Boğaziçi Üniversitesi

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.