1907 ÜNİFEB

Sınıf Ayrımı Yaparak Şiddeti Yok Edemezsiniz!

Uzunca bir süredir, gerek taraftarların, gerek TBMM’nin, gerekse federasyon ve kulüp yöneticilerinin gündeminde ve dilinde, değiştirilecek olan “Sporda Şiddet Yasası” ve buna binayen çözüm önerileri vardı. Konuyla ilgili fikirleri birçok gazetede okuduk, televizyonda izledik. Kimilerinin önerilerine katıldık, kimilerine karşı çıktık kendimizce. Ancak geçtiğimiz günlerde öyle bir hadise yaşandı ki, tribünlerinin az ya da çok tozunu yutmuş, tribün kültürüne, takım ayırt etmeksizin az çok yakın olan herkesi hayretler içerisinde bıraktı.

Birkaç gün önce, Anadolu Kulüpler Birliği’ne üye kulüplerin başkanları, 15 Ocak’ta açılışı yapılacak olan TT Arena Stadı’nı, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Sayın Adnan Polat eşliğinde ziyaret ettiler. Kolkola gezilen stadda önce görevlerini yapmaya çalışan ve başkanlar arasındaki samimi diyaloğu görüntülemek isteyen gazeteciler ve fotomuhabirleri, Sayın Adnan Polat’ın hışmına uğrayarak, çimlerin zarar gördüğü gerekçesiyle stad görevlileri tarafından tribüne yollandı. Daha sonra, hepimizi hayretler içerisinde bırakan o olay yaşandı: Başkanlar saha içerisinde neşe içinde dolaşırken, yüzlerinde masum gülümsemeleriyle 2 işçi yanyana Fenerbahçe ve Galatasaray atkısı açtılar. Burada ne bir provokasyon, ne bir art niyet vardı; yalnızca saha içindeki samimi görüntülerin paraleli mahiyetinde, tabana naklolmuş bir yansımaydı. Ancak stad görevlileri, atkı açan işçilerden Fenerbahçeli olanın elinden atkıyı alıp kendisini dışarı attılar. Sonradan edindiğim bilgiye göre ise işçi kovulmuştu. Daha sonra ise başkanlar hiçbirşey olmamışçasına gezilerine devam ettiler.

Yıllardır tribün terörüne maruz kalan, bu yolda zaman zaman can kaybı veren Türk Sporu için bu manzara, neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Saha içinde dostluk ve samimiyet içerisinde başkanlar kolkola dolaşabiliyor ancak masum, kimbilir o stadın yapımında belki de en çok emek vermiş, kanını akıtmış bir emekçi, arkadaşıyla birlikte dostane bir görüntü sergilediğinde, bu emekçi işinden oluyor. O emekçinin sosyo-ekonomik durumuna hiç girmek istemiyorum; egemen güçlerin onun halinden anlamayacağını adım gibi biliyorum çünkü. Ancak burada başka önemli bir nokta var: Sınıf Ayrımı…

Aylardır yeni çıkacak olan Sporda Şiddet Yasası için türlü türlü demeçler veren kulüp yöneticileri, nedense bu ufak ve tüm sporseverlerin samimiyetine inanabileceği, tüm spor severlerin takdir edeceği ve ettiği kareden rahatsız olabiliyorlar. Neden ?

Acaba taraftarların renk ayrımı yapmaksızın örgütlenmelerinden, yasal düzenlemelere uygun olarak karar alıp hareket edebilecekleri, asgari müştereklerde buluşarak haklarını arayabilecekleri gerçek,samimi bir platform yaratma ihtimallerinden çekiniyor olabilirler mi ?

Net bir şekilde gördük işte, egemenler dost olabilirler; taban olamaz mıdır?

Ne olurdu o işçilerin masum jestlerine aynı güzellikte karşılık verseydiniz? Bu tablodan sonra, siz tabandan, yani biz taraftarlardan nasıl bir reaksiyon bekliyorsunuz sıradan bir lig maçında?

Şiddet olaylarından sonra genellikle şu beyanatı duyarız: “Şiddetten beslenenler var!”. Acaba kim bu şiddetten beslenenler? Bunları bir de açık açık konuşabilsek?

Bu net bir şekilde gösteriyor ki, Meclis’e sunulmuş olan ve kabul edileceği öngörülen şiddet yasası spordaki şiddeti bitirmekten çok, yalnızca sporun yönetiminden sorumlu faal yönetimlerin sporda istenmeyen, kulüpler ve federasyon için problem oluşturan unsurların temizlenmesine yönelik bir düzenlemedir. Bir anlamda sorunları çözmek yerine, halı altına süpürme amacı taşıyor.

O emekçiye gelince, umuyorum ki camiamızın duyarlı iş adamları kendisine bir şekilde yardım eli uzatır, işleri rast gider bundan sonra. Yüzünden de o saf gülümseme hiç eksik olmaz.

Biz sporseverlerin ise sonu hayrolsun.

Saygı,sevgi ve selamlarımla

Necati Mete
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.