1907 ÜNİFEB

Yeni Bir Merhaba İçin Kısa Bir Elveda

Yeni Bir Merhaba İçin Kısa Bir Elveda

YIL 2012…
Tarih 3 Haziran…
Günlerden Pazar…
Televizyonlarda bir son dakika haberi. Hollanda ve Avrupa futbolunun yıldızı “Sarı Çocuğu” Fenerbahçemizle üç yıllık mukavele imzalamış. O dönemlerde milyon Euro’ları saçan Fenerbahçe yönetimi Dirk Kuyt gibi bir yıldızı sadece 1 milyon Euro bedelle transfer etmiş. Tabi durur mu hiç bizim basın. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimisine göre yaşlı ve gereksiz. Kimisine göre ise tecrübeli ve çalışkan. İşin asıl yüzü liglere start verilince görülecekti.

Fakat gel gelelim ki orta Kuyt’ın yaşı ve bonservisinden daha önemli bir problem vardı. Biz bu “Sarı Saçlı Çocuğun” adını nasıl söyleyecektik. Bizim basının Avrupa görmüş “Bilmişleri” hemen başladılar isim hakkında konuşmaya. Kimisi “Kuyt”, kimisi “Kayt” , kimisi ise “Köyt” olarak telaffuz edilmesi gerektiğini söylüyor. Sağolsun Dirk Kuyt adının telaffuz şeklini “Kayt” olarak açıklayınca ülkenin kaosa sürüklenmesini engellemiş oluyordu.

Zaman ilerliyor antrenmanlar kamp derken hazırlık maçları başlıyor ve Kuyt ne kadar doğru bir transfer olduğunu gösteriyordu. Belki üç gol iki asistle oynamıyordu ama sahada basılmadık çim, vücudunda terden ıslanmadık yer kalmıyordu. Fenerbahçe taraftarı terini son damlasına kadar akıtanları asla unutmaz. Ve tarih boyunca da her zaman bu sporcuların ayrı yeri olmuştur gönüllerde. Mehmetçik Basri, Appiah, Tuncay, Lugano ve ismini hatırlayamadığım daha niceleri. İsimlerine marşlar yazılmıştır “Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler” diye. Bu insanların sevilmesinin nedeni sadece kulüpte yaşamış oldukları şampiyonluklar ve kazanmış oldukları kupalar değil, tabiri caizse kanının son damlasına kadar savaşıp asla mağlubiyeti kabul etmemeleridir.

İşte Dirk Kuyt Fenerbahçenin son zamanlarındaki askeriydi. Tekmeye kafa sokar, ikili mücadeleden kaçmaz. Sahadaki “Biz” oldu Kuyt. Kimilerinin topa ayak uzatmadığı yerde daima en çok mücadele adam oldu. Her zaman çok mu iyi oynadı, tabi ki hayır. Kimi zaman belki de saha da döküldü. Sayısız top kayıpları yaptı, yanlış pas tercihleri, gereksiz koşular. Fakat maç bitip hakem düdüğü çaldığı andan itibaren üç senelik kariyeri boyunca kimse Kuyt için mücadele etmedi demedi. Daha doğrusu diyemedi.
Aile hayatıyla, çalışkanlığıyla ve yaşam tarzıyla Fenerbahçe için gurur duyulacak bir kişilik Dirk Kuyt. Genç futbolcularımız için bulunmaz bir nimet. Tribünlerin sevilen ismi oldu Gertrude Yenge. Gosso’nun tekmesine tamda bizim gibi tepki verdi. Gollerden sonra kendinden geçti. Noella, Roan, Jordan ve Aidan bizim evin çocukları oldular. Aynı Daianne Yenge ve Felipe, Maria Eduarda, Antonia gibi…
Her güzel başlangıçların bir sonu olduğunu biz çok iyi biliyorduk. Okocha, Aykut Kocaman, Tuncay Şanlı, Lugano, Alex ve sayamadığım niceleri… Dirk Kuyt’ın bu saydığım isimlerden farkı ise kulüpten kendi isteğiyle ayrılması. Futbolu taraftarı olduğu Hollanda’nın Feyenoord takımında sonlandırma kararı aldı. Ve giderken bunun sadece ufak bir reklam arası olduğunu söyledi. Çok şükür ki son senelerde tribünlerin sevdiği bir isimle küstürülmeden yollar ayrılıyor. Bize kattığın tüm değerler için binlerce kez teşekkürler Mr. Duracell.

İlerleyen senelerde tekrardan “Merhaba” demek için şimdilik kısa bir “Elveda” deme zamanı. Hoşça kal…

Efecan TURANLI

1907 ÜNİFEB Sakarya Üniversitesi

 

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.