1907 ÜNİFEB

Duyuyor musun beni Maestro?

Seni bizden ayırmaya çalışıyorlar, sonunda olur diye korkuyorum. Gideceksin biliyorum da, sus söyleme, sessizce git. Biz uyuyalım bir galibiyetten sonra, bakalım gitmişsin…
Öylece, daha dün gece maçta içtiğimiz alkolün etkisindeyken yap bunu.
Uyanınca bunun hala dün geceden kalma bir şey olduğuna inanıp, uyuyalım tekrardan.
Sen o ara gitmiş ol, lütfen.
Binlercemiz o uçağın altına yatar da izin vermez kalkmasına haberin var mı büyük adam?
THY’yi geçip polislere, oradan TSK’dan yardıma kadar gider iş. İzin vermeyiz bak. Yanar biletin.
Bizim yüreğimizin yanmasından önemli değil ya?
Sen yine gitmek istersen özel uçak alır sana bu taraftar ama söz ver geri döneceğine, öyle.
Yoksa, sana bir lira vermem, bırak kal buralarda. Açta açıkta kalmazsın, çocuklarına da, eşine de bakacak milyonlar var bu ülkede.
Fenerbahçe cumhuriyetinde, Lefter’in çocukları cennete layıktır.
Bak, illa gideceğim diyorsan; yavaş gitme. Hızlıca çıkın evden, bir taksiye atlayın hemen Atatürk’e.
Duymayalım sesini.
Yoksa;
Hangi yürek o uçağa binmeden önce arkanı dönüp, çocukların, eşin ile gülümseyerek el sallamana dayanır?

Bak kaptan, sen benim yüzyılımın en büyük adamısın.
Olmayacağını bilerek, uyma sana kağıtların ardında, takım elbisesiyle oturanların laflarına.
Çubukluya kulak verince söyler doğruyu.
Geç otur şöyle, bir çay iç. Nereye gidiyorsun öyle? Kızma kimseye, küsme.
Oturup konuşalım desem..
Ama bak, senin de hataların var. Tamam biliyorum diyorsun..
Bunları konuşmayalım olur..
Dinle öyleyse, isyanım var!

Seni bizden ayırmaya çalışanlara da kızıyorum. O yüzden git habersiz.
Ne sanıyorsun ki?
Eşinle, çocuklarla orada durup biletleri alıp, yavaş adımlarla telefonlarınızı güvenlik ötmesin diye bıraktıktan sonra, pasaport işleri, Brezilya’da ki aileler için Türkiye’den eşyalarla, öyle arkana bakmadan gidebileceğini mi?
Ben gidiyorum diyeceksin, bunların üstüne.
Dur orada be O’n numaram.
Gitme diyemiyorum işte,
dur demek daha kolay geliyor, hep kalacakmışsın gibi hissediyorum.

Kolay mı zannediyorsun anlamıyorum ki?
Haydi gittin
Geri dönmezsen diye korkacağım bu sefer.
Ne yapayım, kaybetme korkusunu son maçlarda değil; senin yaşın ilerledikçe öğrendim.
Yaşlanmasan, Tanrı bir kıyak yapsa sana..
Dimdik dursan hep orta sahada. Başın ileride, golü attıktan sonra başını arkaya çevirip, diğer On’a bakışların anlatsan: ”Biz Fenerbahçeyiz.” cümlesini…
Dua etsek, bir mucize olsa.
Bak neler oluyor işte daha gitmeden bize.
Kapattım kendimi, gazetelere, televizyonlara.
Açtım bize yaşattığın mutlulukları izleyeceğim. Gidişini görüp, duymam belki?
Tamam da,
Kalbime düşen çığdan anlarım.
Ne olursun…
Otur oturduğun yerde koca başlı yürek.

Neler duyuyoruz bugünlerde?
Sevmesin seni kravatlılar, bırak; çubukluların ardına saklarız seni. Görmesinler, duymasınlar. Fenerbahçe’yi de alır gideriz.
Top ayağına geldiğinde, kalbime gelen güven duygusunu babam bile vermedi bana?
Söyle bunu,
Cahiller bilmez mi?
Kimler gitti diyorlar?
Bana sistemden, planlardan, meşin yuvarlaktan, golden bahsediyorlar.
Onlar, kalpsizliği, sevgisizliği, ”profesyonellik” lakabını taktılar. Biz karşı durduk!
Lefter bile gitmedi hala bizden.
Sen nereye yanımızdayken?
He?

Gidersen ne söyleriz Lefter’e?
Demez miydi: ”Alex’i benim hatrıma bırakın diye…”

Burada olsaydı,
Sen veda ederken bize.
O,
‘Kaptan’ olurdu uçağa yine.
Binlercenin doldurduğu, dillerde ‘I Love You Alex’ eşliğinde,
İnerdi Saracoğlu’na da bırakmazdı seni.

Duyuyor musun?
Sana gitme demeyeceğim;
ama gitme..

Doğancan Kanbur
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.