Ligin ilk iki haftasını kayıpsız geçen Fenerbahçemiz için henüz sezonun 3. haftası olmasına rağmen oldukça kritik bir deplasmandı Diyarbakır. Hem takımın kazanma kültürünü yeniden oturtması adına hem de zorlu bir deplasmanı geride bırakmak adına Diyarbakır’dan alınan 3 puan oldukça önemliydi. Futbolun oynanmasından çok oynatılmamasının esas alındığı böyle bir ortamda kazanılan bir karşılaşma, sezon sonunda oluşacak puan tablosunda önemli rol oynayacaktır. Kazanmanın veya kaybetmenin yanı sıra, Diyarbakır deplasmanı için yazılması gereken öncelikli konular var.
Diyarbakırspor’un Turkcell Süper Ligi’nde yeniden yer alması, bölgemizdeki sosyal faaliyetler adına oldukça önemli bir gelişme. Ancak bölgemizin ekonomik ve sosyal anlamdaki sıkıntıları öyle anlaşılıyor ki futbola sirayet etmeye devam ediyor. Diyarbakır deplasmanlarında Fenerbahçemizin karşılaştığı olaylar ne yazık ki ilk değil. Futbolun ve Fenerbahçe’yi misafir etmenin tadını çıkarmak yerine işin tadını hepten kaçırmak hangi toplum psikolojisi ile açıklanabilir, anlamak mümkün değil. Bütün bunlara ek olarak son karşılaşmada, statta yaşananlara bir de Ziya Doğan’ın oyun! anlayışı eklenince futbol adına konuşulması güç, rezalet bir görüntü ortaya çıktı. Futbolsuzluğun tavan yaptığı böylesine gergin bir ortamı ne yazık ki karşılaşmanın hakemi de kaldıramadı.
Bu ortamdaki karşılaşmada futbol adına söylenebilecek şeyler Fenerbahçe’nin ligin ilk golünü yemesinden ve Gökhan Gönül’ün göz kamaştıran performansından ibaret kaldı.
Her şeye rağmen “kısa bir süre oynanan futbolu” Fenerbahçe açısından değerlendirecek olursak;
Kalemizde gördüğümüz ilk gole rağmen Volkan’ın güven veren oyunu devam ediyor. Karşılaşma 1-0 devam ederken Barış’ın şutunu kritik bir müdahale ile çıkardı. Defans hattımızdaki sıkıntılar devam ediyor. Bir süre de devam edecek gibi görünüyor.
Defans hattımızın uyum sürecini bir an önce atlatması gerekiyor. Lugano’nun geri dönüşü ve döner dönmez ilk 11’de sahaya çıkması önemli. Ancak antreman eksikliği hala hissedilir durumda. Bilica geçen sene Sivasspor formasıyla sergilediği performanstan henüz uzakta. Bir defans oyuncusunun bilmesi gereken ilk şey, şüphesiz ilk müdahaleyi topu sektirmeden yapmak olmalı. Konsantrasyon eksikliğinden olsa gerek Bilica Diyarbakır karşısında ne yazık ki çok önemli pozisyonlarda bu topları sektirdi ve adamını kaçırdı. Solda Carlos ise karşılaşma boyunca sadece işini yaptı. Soğukkanlı duruşu ve tecrübesiyle oyunun belli bölümlerinde tansiyonu düşürdü. Sağ kanatta inanılmaz bir Gökhan vardı. Gökhan futbol adına, Fenerbahçe adına yapılması gerekenleri eksiksiz yerine getirdi. Çizgiden top çıkardı, sağ kanada adeta ray döşedi, mükemmel oyununu mükemmel bir golle süsledi, Daum’un en büyük kozlarından biri olduğunu belgelemiş oldu.
Oynamaktan çok oynatmamayı benimseyen rakiplerle yapılan mücadelelerde en büyük yük şüphesiz orta sahamızda. Kapalı defans anlayışından çok sert müdahalerle orta sahamızı sindirmeye çalışan Diyarbakırspor orta alanı işini! Oldukça iyi yapan bir görüntüdeydi. Ayman’ın rakip takımda forma giydiği bir karşılaşma sonunda orta sahamızda sakatlanan futbolcumuz yoksa, her şey yolunda sayılabilir aslında. Cristian ilk kez bu maçta bu kadar silik kaldı. Rakip takımın oynadığı oyunla ilk kez karşılaşıyor olması onu şaşırtmış olabilir. Emre mücadeleci kimliği ile orta sahayı yine sırtladı. Kazım’ın gelişen performansı ise gelecek adına hepimizi ümitlendirdi. Attığı gol de direkten dönen şutu da çok şıktı. Solda Santos, Cristian’ın yaşadığı sıkıntılarla karşılaştı. Her şeye rağmen hareketli görüntüsü, sürekli olarak skora etki etme isteği takdire şayandı.
İleri uçta Semih ve Güiza futbolu konuşabileceğimiz sayılı dakikalarda ortaya çıkan isimlerdi. Alex’in yokluğunda Semih, o rolde oynamaya en müsait isim olduğunu bir kez daha gösterdi. Güiza’dan aldığı pasta yaptırdığı ve kullandığı penaltıyla takımı da taraftarları da rahatlattı.
Netice itibariyle geriye düştüğümüz maçları çevirmeyi, kötü geçen ilk yarıların ardından devre arası sohbetlerinde “ikinci yarı kondisyon farkı ortaya çıkar, başka bir takım izleriz” diyebilmeyi özleyen bir Fenerbahçeli olarak, özeti de son günlerin modasına uyarak yapayım.
Cristoph Daum’a ve Roland Koch’a ilk yarılardaki futbolsuzluk sorununa karşı geliştirdiği ikinci devre açılımı için teşekkürler. Ve tabii sorunun çözümüne katkıda bulunan futbolcularımıza da…
Onur Aloğlu
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği