1907 ÜNİFEB

12 Dev Adam Çeyrek Finalde

Polonya’da yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda Milli Takımımız gösterdiği performansla taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanmış durumda ve çeyrek final öncesinde en önemli şampiyonluk adayları arasında gösteriliyor. 1. ve 2. Turda yaptığı 6 maçın 5’ini kazanan milli takımımız grubunda ikinci olarak Yunanistan ile çeyrek final mücadelesi verecek.

Milli Takım turnuva öncesinde Ankara’da yapılan Efes Cup mücadelesinde Hırvatistan ve Almanya’ya yenilerek hoş sinyaller vermemişti ancak o turnuvadan gerekli dersleri çıkardıklarını Litvanya maçı ile gösterdiler bize. İlk turda Litvanya, Polonya ve Bulgaristan galibiyetleri beklediğimizden kolay olmuştu açıkçası. Farklı skorlar bizi yanıltıyor diye düşünenler de az değildi. Bununla beraber oynanan oyun, sahadaki yardımlaşma ve paylaşım çok güçlü bir takım olduğumuzu da ortaya çıkardı. Üst tura taşınan 2 galibiyet bizi rahatlatsa da asıl mücadele İspanya maçında başladı. İspanya son yılların dünyadaki en başarılı takım olması sebebiyle belki de bizler için ve birçok basketbol otoritesi için turnuvanın en önemli şampiyonluk adayıydı. İspanya maçındaki performansımız ilk turda kafalarda kalan “acaba”ları sildi ve şampiyonluk için biz de varız dedirtti. İspanya gibi müthiş hücum silahları olan bir takımı 60 sayıda tutmak, ardından Sırbistan gibi sert ve senelerdir yaş gruplarında bütün şampiyonlukları toplayıp, bu turnuvaya da o iskelet takımla gelen bir basketbol ekolünü aynı mükemmel savunmayla uzatmada sayı attırmadan yenmek çok önemli işler oldu. Dünkü Slovenya maçında da 19 sayı geriye düştüğümüz ikinci çeyrekte akıllara gelen savunma ile maçı son topa taşıdık ve çok iyi bir organizasyonla son şutu bulmamıza rağmen kaybettik. Basketbolda bunlar oluyor ve olacaktır. Önemli olan savunmanın şampiyon yaptığı bilincine sahip olmak ve bu sertliği kalan maçlarda da gösterebilmek olmalı bizim adımıza.

Çeyrek finaldeki rakibimiz Yunanistan da tıpkı İspanya gibi turnuvanın kâğıt üstünde favorilerinden. Rusya maçına kadar da bu favori payesinin hakkını verdiler. Turnuvaya iki önemli yıldızı Diamantidis ve Papaloukas’ın sakatlıkları nedeniyle bu oyunculardan yoksun çıkmalarına karşın artık onlar için gerekli olmaya başlayan gençleşme operasyonunu da kısmen gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Spanoulis’in arkasında oynayan genç guard Nick Calathes ile forvetler Perperoglou ile Kaymakoglou takıma olumlu katkılar veriyorlar. Takımın her pozisyonu kuvvetli ve alternatifli. Yunan anne ve Güney Afrikalı bir babanın oğlu olan Baby Shaq lakaplı Sofoklos Schortsianidis gününde olursa ve faul problemi yaşamazsa çok tehlikeli bir silah. Spanoulis ise bu turnuva boyunca mükemmel performanslar izletti. 4 numarada Fotsis her zaman ters gelen bir oyuncu oldu. Kısacası karşımızda her zaman bir takım gibi oynayabilen ve çok tehlikeli oyunculardan kurulu dünyanın en iyi ve en başarılı takımlarından biri var.
Rakibin bu kadar güçlü olması milli takımımız için çok önemli olmasa gerek ancak Yunanistan ile herkes finalde karşılaşmayı tercih ederdi dersek çok abartmış olmayız herhalde. Yunan takımı böyle iken bizim takımımıza değinmemek olmaz tabii ki. Öncelikle turnuvanın ilk gününden beri adeta “ben bu turnuvanın en değerli oyuncusuyum” diyen Ersan İlyasova ile başlamak istiyorum. İnanılmaz saf bir şutu ve ince görüntüsünün altında müthiş savaşçı bir oyun yapısı var. Turnuvada bu iyi takım ancak böyle bir oyuncuyla fark yaratabilirdi. Her maç skora ve ribaunda istikrarlı katkısını verdi ve her maç görünmeyen ekstra işleri fazlasıyla yaptı, mükemmel bir oyuncu gerçekten. Hidayet ise iyi başladığı turnuvada dizindeki sakatlıktan dolayı 2. Turda beklediğimiz katkıyı veremedi. Dünkü Slovenya maçında ise ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi ve bence Yunanistan maçında Kerem Tunçeri ile beraber maçın kilit oyuncusu olacaklar. Kerem Tunçeri’den söz açılmışken yıllanmış şarap gibi oynuyor bu turnuvada gerçekten. Yanlış ve gereksiz şut seçimlerinden arınmış, Nirvana’ya ulaşmış bir guard gibi. Gününde olduğunda karşı takımların işi çok zor. Turnuvada öne çıkan bir diğer isim de tabii ki Ömer Aşık oldu bizim adımıza. Oynadığı oyunla Fenerbahçe’de maalesef çok kalmayacağının sinyallerini verdi. İspanya maçındaki performansı inanılmazdı gerçekten. Takımda en çok süre alan isimler böyleyken her maç benchten çıkıp birileri ekstra katkı yapmayı başardı. Zaten Tanjevic’in sevdiği rotasyon sisteminin başarılı olması için bu katkıların gelmesi lazım. Sinan Güler uzun yıllar bu takımda olacağını bu turnuvada gösterdi. Ender ilk turdaki yüksek yüzdesini 2. Tura taşıyamasa da önemli katkılar verdi. Semih Erden bazen saç baş yoldursa da çok önemli işler yaptı. Ömer Onan hastalık nedeniyle turnuva başında olmasa da daha sonra müthiş savunmalar yaptı. Engin Atsür çok iyi bir rol adamı olduğunu gösterdi. Oğuz Savaş ise inşallah beklenilen patlamayı Yunanistan maçında yapacak. Takımdaki oyunculara böyle değinmişken Tanjeviç’e değinmemek olmaz. Tanjevic bu turnuvada çok iyi bir yönetim sergiliyor. Oyuncuların süresi ve değişiklik zamanlarını genelde çok iyi ayarladı. Doğru zamanlarda doğru alan savunması tercihleriyle rakiplerini çok zorladı. Bütün bunlar bir yana top paylaşımını iyi oturtmuş durumda. Son olarak da son toplarda bence çok iyi oyunlar hazırlıyor.

Böyle bir takımımız varken bu turnuvada final ve şampiyonluk beklemek çok hayalcilik olmayacaktır, ancak basketbol öyle bir oyun ki son toplarda kazandığımız ya da kaybedebileceğimiz Sırbistan ve İspanya maçlarını kaybetsek böyle ümitli olamazdık. Yunanistan maçı ve kazanırsak diğer maçlar da aynı şekilde çok çekişmeli olmaya aday maçlar. Yunanistan’ı yenersek yarı finalde Fransa-İspanya galibiyle oynayacağız ve bence o eşleşmeden İspanya gelecektir. İspanyolları bir kere daha yenebileceğimizi artık hepimiz biliyoruz.

Şampiyonluktan sonra yeni bir yazıyla görüşmek umuduyla…

Kerem Işıldak
1907 ÜNİFEB – Üniversiteli Fenerbahçeliler Birliği

Bizi Takip Edin

Aşağıdaki simgelere tıklayarak sosyal medya hesaplarımıza ulaşabilir, bizi takip edebilirsiniz.